VELAYETTE DEVRİM : ORTAK VELAYET MÜMKÜN

  • 1 Beğeni
  • 04/12/2018

ORTAK VELAYET MÜMKÜN

Türk hukukunda, boşanma sonrası, anne babanın velayet hakkını birlikte kullanmasının mümkün olup olmadığı son yıllarda yoğun olarak tartışılmıştır. Doktrinde baskın görüşe göre konuyu düzenleyen Türk Medeni Kanun hükümleri boşanma sonrasında, eşlerden yalnızca birinin velâyet hakkına sahip olacağını öngörmüştür. Yargıtay yerleşmiş istikrarlı kararları da doktrine uygun olarak ortak velayetin Türk hukukunda mümkün olmadığına ve hatta ortak velayetin kamu düzenine aykırı olduğuna hükmetmiştir.

Ancak Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2016/15771E. 2017/1737K. sayılı kararında ortak velâyet düzenlenmesinin, Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmadığı ve Türk toplumunun temel yapısı ve temel çıkarlarını ihlal etmediği yönünde karar vermiştir. Bu karardan sonra Türk mahkemeleri boşanma sonrasında eşlerin velayeti birlikte kullanabileceklerine dair kararlar vermiştir.

Yargıtay 2.hukuk dairesinin bu kararında Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalar göz önünde tutulmuştur.Şöyle ki; Türkiye’nin 14 Mart 1985 tarihinde imzaladığı 11 No’lu Protokol ile Değişik İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşme’ye Ek 7 No’lu Protokolün onaylanmasının 25 Mart 2016 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan 6684 sayılı kanunla uygun bulunduğu, Ek 7 No’lu Protokolün 5. maddesi hükmü gereği evliliğin boşanmayla sonlanması halinde ortak velâyet asıl olup velâyetin eşlerden birine verilmesinin istisna olacaktır. Ek 7 No’lu Protokol”ün 5. maddesi hükmüne göre "Eşler evliliğin sona ermesi durumunda, çocukları ile ilişkilerinde medeni haklar ve sorumluluklardan eşit şekilde yararlanırlar" hükmü bulunmaktadır. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere dair Milletlerarası Andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi sebebiyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası Andlaşma hükümleri esas alınır. ( Türkiye Cumhuriyeti Anayasası m.90/ son )

Bu itibarla Ek 7 numaralı Protokol'ün onaylanmasıyla Türk Hukukunda da ortak velayet yolu açılmıştır.

ORTAK VELAYET NEDİR?

Ortak velayetten kasıt  çocuğun ana ve babasının, velayet hakkı kapsamına giren hak, yetki ve yükümlülüklerde “müşretek” karar alması ve sorumluluğu da ortak olarak paylaşmasıdır.

Bu anlamda ortak velayet hakkında bilinmesi gerekenleri özetlersek şunları izah edebiliriz:

  • Ortak velayet gönüllülük esasına dayanır.
  • İdrak çağındaki çocuğun görüşü alınarak karar verilir.
  • Çocuğun üstün yararının gözetilmesi esastır.

ORTAK VELAYET ŞARTLARI 

  • Çocuğun yararı mevcut olmalıdır.
  • Ana ve babanın bu konuda uzlaşmış olması gerekmektedir.
  • Ana ve babanın ortak velayet istediklerini dava ve cevap dilekçelerinde hâkime bildirmeleri gerekir.
  • Ana ve babanın çocuğu diğerine karşı bir silah olarak kullanmayacağı yönünde hâkimde izlenim bırakmaları gerekmektedir. Bunun sebebi de çocuğun yararının gözetildiği velayet hususunda çocuğun sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirmesinin amaçlanmasıdır.
  • Kanun koyucu velayet müessesesinde hâkime takdir yetkisi tanımıştır. Hâkim somut olayın özelliklerine dikkat ederek ve çocuğun yararını ve güvenliğini her daim göz önüne alarak takdir yetkisinde bulunmalıdır.

Sonuç olarak ;

Ortak velayet, çocuklar için aile bağlarının var olması, artan ilgi ve bakım, kadın ve erkek cinsiyet rolünü modelleme imkânı gibi belirgin faydalar sağlar. ( KİREMİTÇİ, Müge: Boşanma Sürecinde Müşterek Velayet ve Toplumsal Bakış Açısı, Legal, İstanbul 2015, s.22) Bu nedenle boşanması sonrası ortak velayetin, her açıdan özellikle de çocuğun menfaati gereği boşanma sonrası anne veya babanın tek başına kullandığı velayete nazaran tercih edilir olduğu ve bu yüzden Türk hukukunda kabul edilmesi gerekliliği çok açıktır. Ancak görüşümüz Türk hukukunda mevcut hükümlerin ve yargı kararlarının ortak velayet hakkında sahih bir karar vermek ve özellikle ortak velayet müessesinin işleyişini düzenlemek için yeterli olmadığı, boşanma sonrası ortak velayetin Türk Medeni Kanununda bir kurum olarak düzenlenmesi gerektiği yönündedir.

Bu hususta da daha ayrıntılı bilgi almak ve hukuki süreci başlatmak için alanında uzman boşanma avukatı ile hareket edilmesi daha mantıklı olacaktır.